Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
- A lot of clients come to the lawyer for advice.
Yolda birçok hayvan gördü.
- She saw a lot of animals on the road.
Ailesini çok endişelendirdi.
- He caused his parents a lot of anxiety.
Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
- Japan consumes a lot of paper.
Bu kitabı iyi biliyor gibisin; Kitaptan bir çok alıntı yapıyorsun.
- You seem to know this book very well; you use a lot of quotations from it.
Bir çok öğrenci Bay Brown'a saygı duyuyor.
- A lot of students look up to Mr Brown.
He wants to make gobs of money selling cassettes.
... candidate. You can make a lot of money and pay lower ...