Hepiniz hatalısınız gibi görünüyor.
- It appears that you are all mistaken.
Tom'un İngilizcesi zaman zaman oldukça iyi görünsede, o sınırlarını biliyor gibi görünmüyor ve o bir hata yaptığında onu hatalı olduğuna ikna etmek imkansızdır.
- Though Tom's English seems quite good at times, he doesn't seem to know his limitations and it's impossible to convince him that he's wrong when he makes a mistake.
Hatalar yapmaktan korkmayın.
- Don't be afraid to make a mistake.
Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.
- Tom worries about making mistakes at work.
Yanlışlıkla onun şemsiyesini aldım.
- I took his umbrella by mistake.
Hatalar yapmak her zaman yanlış değildir.
- To make mistakes is not always wrong.
Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur.
- If you translate from your second language into your own native language, rather than the other way around, you're less likely to make mistakes.
Yanlışlıkla eldivenlerimi ters yüz giydim.
- I put my gloves on inside out by mistake.
Hava dün çok kötüydü.
- The weather was miserable yesterday.
Hatam hakkında kötü hissediyorum.
- I feel terrible about my mistake.