Bu muhteşem katedral orta çağlara kadar dayanır.
- This magnificent cathedral dates back to the Middle Ages.
Muhteşem bir iş yaptın.
- You've done a magnificent job.
Ülke eşsiz, görkemli ve devasa!
- The country is unique, magnificent and gigantic!
Tom muhteşem görünüyor.
- Tom looks magnificent.
Altamira Mağarası muhteşem Paleolitik resimleriyle ünlüdür.
- The Altamira cave is famous for its magnificent Paleolithic paintings.
Ülke eşsiz, görkemli ve devasa!
- The country is unique, magnificent and gigantic!