Turkish - English
Definition of mafsal in Turkish English dictionary
- articulation
- hinge
- ball and socket joint
- joint; articulation, joint, bell crank
- joint
- knucle
- linkage
- trunnion
- bell crank
- shank
- stay
- ball joint
- arthrosis
- enarthrosis
- mafsal ıstavrozu
- spider
- mafsal iltihabı
- arthritis
- mafsal pimi
- knuckle pin, pivot shaft
- mafsal romatizması rheumatism of
- the finger joints, Heberden's rheumatism
- mafsal çolağı
- steering arm
- plastik mafsal
- (İnşaat) plastic hinge
- bilyalı mafsal
- swivel joint
- bilyalı mafsal
- ball and socket, ball joint
- bilyeli mafsal
- ball joint
- direksiyon mafsal kolu
- (Otomotiv) steering knuckle arm
- dirsekli mafsal
- toggle-joint
- döner mafsal
- swivel joint
- horoz mafsal yatağı
- (Avcılık) main spring plug
- horoz mafsal yayı
- (Avcılık) malnspring
- küre mafsal
- ball joint
- küresel mafsal
- ball joint, globe joint
- milli mafsal
- pin hinge
- salınımlı mafsal
- oscillating hitch
- silindirik mafsal
- cylindrical hinge
- universal mafsal istavrozu
- universal joint cross
- yapay mafsal
- artificial joint
- üniversal mafsal
- universal joint
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of mafsal in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Tıb: Vücuddaki kemiklerin ekli olan oynak yerleri. Eklem
- Eklem
- Birbirine bağlanmış parçaların her yönden dönmesini sağlayan bağlantı ögesi
- Birbirine bağlanmış parçaların her yönde dönmesini sağlayan bağlantı öğesi
mafsal
Hyphenation
maf·salPronunciation
Resimler
History
Favorites