Tom ve Mary el yapımı bir halı aldı. - Tom and Mary bought a handmade rug.
Tom ve Mary el yapımı bir halı aldı.
Tom and Mary bought a handmade rug.
El yapımı şeylere değer veriyorum. - I value handmade things.
El yapımı şeylere değer veriyorum.
I value handmade things.
John already had two pair, aces and threes; he had a made hand.