maaşlar

listen to the pronunciation of maaşlar
Turkish - English
Annuities
maaş
wage

That young man deserves a raise in his wages. - O genç adam, maaşındaki bir artışı hak ediyor.

I try to save 10% of my wages each month. - Her ay maaşımın %10'unu biriktirmeye çalışırım.

maaş
salary

She gets a high salary. - O yüksek bir maaş alır.

My salary doesn't allow us to live extravagantly. - Benim maaşım bizim müsrifçe yaşamamıza izin vermez.

maaş
pay

Recently, they have not been giving her her paycheck on time. - Son zamanlarda, ona maaş çekini zamanında vermiyorlar.

Tom deserves the salary we pay him. - Tom ona ödediğimiz maaşı hak ediyor.

maaş
(Ticaret) wages

That young man deserves a raise in his wages. - O genç adam, maaşındaki bir artışı hak ediyor.

I paid his wages on the spot. - Maaşını hemen ödedim.

maaş
emolument
maaş
allowance
maaş
{i} earnings
maaş
{i} compensation
maaş
stipend
maaş
payment
maaş
salary, stipend, pay, payment, screw; pension
Turkish - Turkish

Definition of maaşlar in Turkish Turkish dictionary

MAAŞ
(Osmanlı Dönemi) Geçinilecek şey. Yaşayış. Aylık para
maaş
Aylık