müttefik

listen to the pronunciation of müttefik
Turkish - English
allied

Allied military leaders found a way to defeat the Japanese plan. - Müttefik askeri liderler Japon planını yenmek için bir yol buldu.

Germany was once allied with Italy. - Almanya bir zamanlar İtalya ile müttefikti.

unanimous
confederate

What is your opinion on the confederate flag? - Müttefik bayrağı hakkında düşüncen nedir?

in agreement, of the same opinion. M
(Hukuk) ally

An enemy of an enemy is not necessarily an ally. - Bir düşmanın bir düşmanı mutlaka bir müttefik değildir.

Fadil can either be your best ally or your worst enemy. - Fadıl ya sizin en iyi müttefikiniz ya da en kötü düşmanınız olabilir.

ally; allied
joint
federate
müttefik ülke
ally
MÜTTEFİK
(Askeri) Operation ALLIED FORCE
Müttefik Bilgi Sistemleri Karşılıklı İşlerlik Ajanlığı
(Askeri) Allied Data Systems Interoperability Agency
Müttefik Deniz Muhabere Teşkilatı
(Askeri) Allied Naval Communications Agency
Müttefik Harekat ve İntikal Sistemi
(Askeri) Allied Deployment and Movement System
Müttefik Kuvvetleri
(Hukuk) Allied Powers
Müttefik Lojistik Yayınları
(Askeri) Allied Logistic Publication
Müttefik Muhabere ve Bilgisayar Güvenlik Dairesi
(Askeri) Allied Communications and Computer Security Agency
Müttefik Müşterek Yayınları
(Askeri) Allied Joint Pub
Müttefik Taktik Hava Kuvvetleri (NATO)
(Askeri) Allied Tactical Air Force (NATO)
Müttefik Taktik Muhabere Teşkilatı
(Askeri) Allied Tactical Communications Agency
Müttefik idari yayınlar; yedek ana birlik tahsisi
(Askeri) Allied administrative publication; assign alternate parent
Müttefik taktik yayınları
(Askeri) Allied tactical publication
müttefik Devletler the Allied Powers, the Allies
(of the Second World War)
müttefik intikal koordinasyon merkezi; yedek askeri komuta merkezi
(Askeri) allied movement coordination center; alternate military command center
müttefik olmayan
non aligned
müttefik yayım bilgi merkezi
(Askeri) allied press information center
müttefikler
(Politika, Siyaset) ally
müttefikler
allies

Austria had allies, too. - Avusturya'nın da müttefikleri vardı.

They supported the Allies. - Onlar müttefikleri destekledi.

Atlantik Müttefik Komutanlığı
(Askeri) Allied Command Atlantic
Atlantik Müttefik Yüksek Komutanlığı
(Askeri) Supreme Allied Command, Atlantic
Avrupa Ani Müdahele Kolordusu Müttefik Komutanlığı (NATO)
(Askeri) Allied Command Europe Rapid Reaction Corps (NATO)
Avrupa Müttefik Komutanlığı arzu edilen yer sıfır noktası sayısı
(Askeri) Allied Command Europe desired ground zero number
Avrupa Müttefik Yüksek Komutanlığı
(Askeri) Supreme Allied Command, Europe
Avrupa Müttefik Yüksek Komutanı
(Hukuk) Supreme Allied Commander Europe (SACEUR)
Avrupa Yüksek Müttefik Kuvvetleri Karargahı
(Askeri) Supreme Headquarters Allied Powers, Europe
Güney Avrupa Müttefik Hava Kuvvetleri (NATO)
(Askeri) Allied Air Forces Southern Europe (NATO)
Güney Avrupa Müttefik Kara Kuvvetleri (NATO)
(Askeri) Allied Land Forces Southern Europe (NATO)
Güney Avrupa Müttefik Kuvvetleri (NATO)
(Askeri) Allied Forces, South (NATO)
Kuzey Avrupa Müttefik Kuvvetleri (NATO)
(Askeri) Allied Forces Northern Europe (NATO)
Kuzey Batı Avrupa Müttefik Hava Kuvvetleri (NATO)
(Askeri) Allied Air Forces North West Europe (NATO)
Kuzey Batı Avrupa Müttefik Kuvvetleri (NATO)
(Askeri) Allied Forces North West Europe (NATO)
Orta Avrupa Müttefik Hava Kuvvetleri (NATO)
(Askeri) Allied Air Forces Central Europe (NATO)
Orta Avrupa Müttefik Kara Kuvvetleri (NATO)
(Askeri) Allied Land Forces Central Europe (NATO)
Orta Avrupa Müttefik Kuvvetleri (NATO)
(Askeri) Allied Forces Central Europe (NATO)
dost ve müttefik ülke
(Askeri) friendly and allied nation
muharebe sahası müttefik sözleşme ofisi
(Askeri) theater allied contracting office
müttefikler
the Allies

The Allies were winning at sea. - Müttefikler denizde kazanıyorlardı.

Sometimes the Allies could not avoid battle. - Müttefikler bazen savaştan kaçınamadı.

tedarik ve kuvvetlerarası hizmet sözleşmesi; Müttefik Muhabere Güvenlik Dairesi
(Askeri) acquisition and cross-servicing agreement; Allied Communications Security Agency
Turkish - Turkish
Bağlaşık
(Osmanlı Dönemi) bir olunan, birleşilen, ittifak edilen
MÜTTEFİK
(Osmanlı Dönemi) İttifak eden. Birbiriyle aynı fikirde olan. Birleşmiş, anlaşmış olan
müttefik
Favorites