Turkish - English
Definition of müsadere in Turkish English dictionary
- (Hukuk) confiscation, seizure
- confiscation, seizure, annexation
- extent
- (Kanun) capture
- sequester
- impoundment
- embargo
- sequestration
- impoundage
- annexation
- expropriation
- müsadere etmek
- to confiscate, seize
- müsadere etmek
- to confiscate, to seize
- gemi zapt ve müsadere harekatı
- (Askeri) visit, board, search, and seizure
- yasadışı müsadere
- (Hukuk) (uçağı, gemiyi) unlawful seizure (of aircrafts, ships)
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of müsadere in Turkish Turkish dictionary
- (Hukuk) Zor alım
- (Osmanlı Dönemi) (Sudur. dan) Yasak edilen bir şeyin kanuna göre elden alınması. Zulüm ve cebir
- İşlenen bir suç karşılığı olarak suçlunun malının bütünü veya bir bölümü üstündeki sahipliğine son verilmesi ve bu sahipliğin bir başka kuruluşa devredilmesi
- İşlenen bir suç karşılığı olarak, suçlunun malının bütünü veya bir bölümü üstündeki sahipliğine son verilmesi ve bu sahipliğin bir başka kuruluşa devredilmesi
- Tanzimat'tan önce herhangi bir kişiye ait mallara, padişah adına el konulması
- Suçlu görülen bir kimsenin, işlediği suçun karşılığı olarak, mal varlığına el konması
- müsadere etmek
- Bir şeye kanunî olarak el koymak