Search
Translation
Games
Programs
Sign up
Log In
Settings
Blog
About Us
Contact us
Account
Log In
Sign up
Settings
English
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
â
Online English Turkish and Multilingual Dictionary 20+ million words and idioms.
münasebetle
Turkish - English
Definition of
münasebetle
in Turkish English dictionary
as regards
regarding, concerning
about, concerning, regarding
In regard to
Related Terms
münasebet
propriety
münasebet
opportunity
münasebet
respect
münasebet
expediency
münasebet
liaison
münasebet
connexion
münasebet
expedience
münasebet
occasion
bu
münasebetle
in this connection
münasebet
relation, connection; intercourse; occasion
münasebet
favorable occasion or opportunity
münasebet
appropriateness, fitness
münasebet
connection, relation; tie-in: bu münasebetle in this connection/in this regard/ as regards this
münasebet
relation (between people or nations)
münasebet
reason; means: Bu münasebetle sizi tebrik etmek istiyorum. It's for this that I want to congratulate you
münasebet
relative
münasebet
reference
münasebet
pertinent
münasebet
rapport
o
münasebetle
thereby
Turkish - Turkish
Definition of
münasebetle
in Turkish Turkish dictionary
Related Terms
MÜNASEBET
(Osmanlı Dönemi)
İki şey arasındaki tenasüb, uygunluk, yakınlık, bağlılık, mensubiyet, yakışmak, vesile, alâka
Münasebet
(Osmanlı Dönemi)
VECH
münasebet
İki şey arasındaki uygunluk
münasebet
(Osmanlı Dönemi)
iki şey arasındaki uygunluk, yakınlık, bağlılık, yakışmak, vesile, alâka
münasebet
İlişik, ilişki, ilinti: "İzmir'den ordunun başından ve temasa geldiğim siyasi münasebetlerden uzaklaşamazdım."- Atatürk. İki şey arasındaki uygunluk: "Yüzle ahlak arasında herhâlde müthiş bir münasebet vardır."- S. F. Abasıyanık
münasebet
Sebep, vesile, gerekçe, neden
münasebet
İlişik, ilişki, ilinti
münasebetle
Hyphenation
mü·na·se·bet·le
Resimler
Google Resimler
Bing Resimler
History
münasebetle
More...
Clear
Favorites
More...
Clear