müfetti̇ş

listen to the pronunciation of müfetti̇ş
Turkish - English

Definition of müfetti̇ş in Turkish English dictionary

müfettiş
inspector

Tom has been a safety inspector for three years. - Tom üç yıldır bir güvenlik müfettişi.

The suspect told a lie to the inspector. - Şüpheli müfettişe bir yalan söyledi.

müfettiş
examiner

The applicant impressed the examiner favorably. - Başvuru sahibi müfettişi olumlu olarak etkilemişti.

müfettiş
superintendent
müfettiş
visitor
müfettiş
supervisor
müfettiş
inspector, investigator, superintendent, supervisor
müfettiş
investigator

Investigators foiled a plot to hijack an airplane. - Müfettişler bir uçak kaçırma planını bozdular.

The investigators sent a glass and a pair of socks to be examined. - Müfettişler incelenmek için bir bardak ve bir çift çorap gönderdi.

müfettiş
overseer
müfettiş general
(Askeri) inspector general
müfettiş
examine

The applicant impressed the examiner favorably. - Başvuru sahibi müfettişi olumlu olarak etkilemişti.

The investigators sent a glass and a pair of socks to be examined. - Müfettişler incelenmek için bir bardak ve bir çift çorap gönderdi.

müfettiş
chequer
müfettiş
(Kanun) visiting officer
müfettiş
comptroller
müfettiş
intendant
müfettiş
controller
müfettiş
ınspector

Inspector Tom Jackson questioned Mary for hours. - Müfettiş Tom Jackson saatlerce Mary'yi sorguladı.

Tom is a tax inspector. - Tom bir vergi müfettişidir.

gezici müfettiş
(Ticaret) travelling auditor
müfettişler
inspectorate
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Araştıran
(Osmanlı Dönemi) Teftiş eden, tetkik ve tahkik ile kusur ve iyilikleri görüp anlayan ve lüzumlu merci'lere bildiren
müfettiş
(Osmanlı Dönemi) teftiş eden, kontrol eden
müfettiş
Bir kuruluştaki işlerin kanun ve tüzüklere uygun olarak yürütülüp yürütülmediğini denetleyen kimse
müfetti̇ş
Favorites