Turkish - English
Definition of müdâfaa in Turkish English dictionary
- defence
- defence savunma, koruma
- (yazılı) apologia
- (Hukuk) shielding
- advocacy
- (Kanun) defence (brit)
- oral hearing
- apologia
- apology
- Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri
- (Tarih) Associations for Defence of National Rights
- müdafaa i hukuk cemiyeti
- (Tarih) Association for the Defence of The National Rights Group was Association for the Defence of The National Rights Group was a nation-wide organisation
- müdafaa etmek
- champion
- müdafaa etmek
- to defend savunmak, korumak
- müdafaa etmek
- defend
- müdafaa etmek
- to defend
- müdafaa etmek
- advocate
- müdafaa etmek
- plead
- müdafaa hakkı law the right
- to defend oneself before a court
- müdafaa hattı
- mil . line of defense
- Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
- Association for Defence of the National Rights of Anatolia and Rumelia
- erken meşru müdafaa
- (Askeri) anticipatory self defence
- meşru müdafaa
- self defence [Brit.]
- meşru müdafaa
- self-defence
- meşru müdafaa
- (Hukuk) legitimate self defense
- meşru müdafaa kuvveti
- (Askeri) self defense force
- nefs i müdafaa hakkı
- privilege of self defense
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of müdâfaa in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Bir hücuma ve zarar veren bir harekete karşı durmak. Def'etmek. Savmak
- (Osmanlı Dönemi) Mahkemede: İddiacının dâvasını def' edecek bir surette bir iddia dermeyân etmek, beyânatta bulunmak
- (Osmanlı Dönemi) Düşman hücumunu men'etmek
- Savunma, koruma
- (Osmanlı Dönemi) savunma
- müdafaa etmek
- Savunmak, korumak
- TEVSİİ MÜDAFAA
- (Hukuk) Savunmanın genişletilmesi
- meşru müdafaa
- Uğranılan bir saldırı karşısında kişinin kendisini korumak için başvurduğu yol
- milli müdafaa
- Millî savunma
- nefsi müdafaa
- Nefis müdafaası