Turkish - English
Definition of mârifet in Turkish English dictionary
- skill
- talent
Tom is a man of many talents.
-Tom on parmağında on marifet olan bir insan.
- ingenuity
I admire their ingenuity.
-Onların marifetine hayranım.
- stunt
- skill, talent, ability; mess
- gimmick
- artifice
- ingeniousness
- special or unique feature (of a thing)
- trick
- cunning
- piece of work, little masterpiece (said sarcastically)
- attainments
- wrinkle
- feat
- merit
- mess
- attainment
- sleight
- adroitness
- dexterousness
- the artifice
- knack
- mystique
- dexterous
- adroit
- {i} accomplishment
- ability
- marifet gösterisi
- bravura
- büyük marifet
- big deal
This isn't a big deal.
-Bu büyük marifet değil.
- marifetler
- parlor tricks
- on parmağında on marifet olan kimse
- all rounder
- on parmağında on marifet olan kimse
- Jack-of-all-trades
- çalması marifet isteyen müzik parçası
- bravura
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of mârifet in Turkish Turkish dictionary
- Ustalık, hüner, uzmanlık
- Bilim, bilgi
- Aracı, ikinci el
- Tasavvufta, kalbin sezgi yoluyla elde ettiği duyu üstü bilgi
- Uygun olmayan, hoşa gitmeyen, can sıkıcı iş veya davranış
- (Osmanlı Dönemi) bilme; Allah'ı isim ve sıfatları ve bunların tecellîleri ile bilmek, tanımak
- Mârifetler
- (Osmanlı Dönemi) AVARİF
- nûru mârifet
- (Osmanlı Dönemi) Allah'ı tanımanın meydana getirdiği nur, ışık