Neredeyse öğle vakti. Neden bir lokma yemek için durmuyoruz.
- It's nearly lunchtime. Why don't we stop to have a bite to eat?
Bugün öğle yemeği vakti, ailedeki bir cenaze nedeniyle alışıldık restoranımız kapalıydı.
- At lunchtime today, our usual restaurant was closed because of a funeral in the family.
It's almost lunchtime, so I think I'll finish up later this afternoon.