English - Turkish
Definition of luckily, well, agreeably, gracefully in English Turkish dictionary
- happily
- güle güle
- happily
- güle oynaya
- happily
- neşeyle
- happily
- mutlu bir şekilde
Ben mutlu bir şekilde evliyim, herkesin ne dediği önemli değil.
-I'm happily married, no matter what anyone says.
İki genç kız mutlu bir şekilde gülümsedi.
-The two young girls smiled happily.
- happily
- Allahtan
- happily
- mutlulukla
- happily
- iyi ki
- happily
- çok şükür, Allahtan, bereket versin ki
- happily
- mutlulukla, sevinçle
- happily
- bereket versin ki
Bereket versin ki, denizden kurtarılan herkes hayatta ve iyi.
-Happily, everyone rescued from the sea are alive and well.
Bereket versin ki, işkolik ölmedi.
-Happily, the workaholic did not die.
- happily
- mutluca
- happily
- neyse ki/mutlulukla
- happily
- iyi bir tesadüf olarak
Related Terms
English - English
Definition of luckily, well, agreeably, gracefully in English English dictionary
- {a} happily
luckily, well, agreeably, gracefully
Hyphenation
luckily, well, agreeably, grace·ful·lyPronunciation
Resimler
History
Favorites