loving, filled with love

listen to the pronunciation of loving, filled with love
English - Turkish

Definition of loving, filled with love in English Turkish dictionary

lovely
{s} güzel

Biz güzel bir yemek yedik. - We had a lovely meal.

Her nezaman böyle güzel bir yağmurumuz olsa, ben yıllar öncesini, ikimizi hatırlıyorum. - Whenever we have such lovely rain, I recall the two of us, several years ago.

lovely
{s} sevimli

O, sevimli köpeğin kendine ait olmasını diledi. - She wished the lovely dog belonged to her.

Ne sevimli bir bahçe! - What a lovely garden!

lovely
sevgili

Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim. - And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way.

lovely
sevilir
lovely
şeker
lovely
hoş

Hoş bir gece geçirdim. - I had a lovely night.

Erkekler hoş kadınları sever. - Men like lovely women.

lovely
harika
lovely
nefis
lovely
{s} şirin
lovely
ÇOK ŞEKER
lovely
sevimlilik
lovely
lovelinessgüzellik
lovely
hoş/sevimli
English - English
lovely
loving, filled with love
Favorites