loving, filled with love

listen to the pronunciation of loving, filled with love
English - Turkish

Definition of loving, filled with love in English Turkish dictionary

lovely
{s} güzel

Her nezaman böyle güzel bir yağmurumuz olsa, ben yıllar öncesini, ikimizi hatırlıyorum. - Whenever we have such lovely rain, I recall the two of us, several years ago.

Meg'in güzel bir yüzü var. - Meg has a lovely face.

lovely
{s} sevimli

İki oğlan sevimli bir kediyle yalnız yaşıyorlardı. - The two boys lived alone with a lovely cat.

O, sevimli köpeğin kendine ait olmasını diledi. - She wished the lovely dog belonged to her.

lovely
sevgili

Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim. - And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way.

lovely
sevilir
lovely
şeker
lovely
hoş

Eğer para kazanmak için buradaysan, Amerika bulunmak için hoş bir yer. - America is a lovely place to be, if you are here to earn money.

Hoş bir gece geçirdim. - I had a lovely night.

lovely
harika
lovely
nefis
lovely
{s} şirin
lovely
ÇOK ŞEKER
lovely
sevimlilik
lovely
lovelinessgüzellik
lovely
hoş/sevimli
English - English
lovely
loving, filled with love
Favorites