Bir sürü insan vardı.
- There were lots of people.
Planımızın bir sürü avantajı var.
- Our plan has lots of advantages.
Oyun çok sayıda insanı heyecanlandırdı.
- The game excited lots of people.
Venedik'te her zaman çok turist vardır.
- In Venice, there are always lots of tourists.
Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
- He has written lots of books about his experience abroad.
Birçok kız Tom'u sever.
- Lots of girls like Tom.