Bir sürü ünlü kişi buraya gelir.
- Lots of famous people come here.
Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi.
- Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.
Biz piknikte çok eğlendik.
- We had lots of fun at the picnic.
Oyun çok sayıda insanı heyecanlandırdı.
- The game excited lots of people.
Birçok kız Tom'u sever.
- Lots of girls like Tom.
Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor.
- Lots of people are interested in cars, but they're really nothing to me.
Tom birçok insanın hoşlanmadığı adam türüdür.
- Tom is the kind of guy lots of people just don't like.
Hâlâ birçok batıl inanca inanılıyor.
- Lots of superstitions are still believed in.
Venedik'te her zaman çok turist vardır.
- In Venice, there are always lots of tourists.
Müzik dinlemek çok eğlenceli.
- Listening to music is lots of fun.
Tom bize yiyecek bir sürü şey verdi.
- Tom gave us lots to eat.
Onlardan bir sürü şey vardı.
- There were lots of them.
She made lots of new friends.
They purchased all of the adjacent lots.
Last year I ran lots faster than him.
... is an unmitigated evil. There are lots of reasons why you might not want users to override ...
... and development of the poor world? There are lots of different answers you can give. ...