Hırsızlar çalıntı yağmayı kendi aralarında böldü.
- The thieves divvied up the stolen loot among themselves.
Yağmacılar mezardan antik eserler çaldı.
- Looters stole ancient artifacts from the tomb.
Bu senin ganimet payın.
- This is your share of the loot.
Hırsızlar ganimetlerini böldü.
- The thieves split up their loot.
Bir hükümet görevlisinin görkemli malikanesi yağmalanmış.
- A government official's stately mansion was looted.
Herhangi bir yağmalamaya katlanmayacağız.
- We won't tolerate any looting.
Yağma, tecavüz ve talan, savaş sırasında yaygındır.
- Looting, raping, and plundering are common during wartime.
Süpermarketi yağmalamaya gidelim!
- Let's go to loot the supermarket!
Herhangi bir yağmalamaya katlanmayacağız.
- We won't tolerate any looting.
Herhangi bir yağmalamaya katlanmayacağız.
- We won't tolerate any looting.
Yağma, tecavüz ve talan, savaş sırasında yaygındır.
- Looting, raping, and plundering are common during wartime.
Yağmacılar mezardan antik eserler çaldı.
- Looters stole ancient artifacts from the tomb.
Herhangi bir yağmalamaya katlanmayacağız.
- We won't tolerate any looting.
Herhangi bir yağmalamaya katlanmayacağız.
- We won't tolerate any looting.
After the hurricane, before law was restored, looters stole everything that wasn't nailed down.
While looting the stores the looters took the opportunity for revenge by destroying what they didn't steal.
During the looting the looters stole everything they could and then set fire to the buildings.