Görünüşe göre Mary gene sarhoş.
- It looks like Mary is drunk again.
Tom görünüş biçimini çok önemsiyor.
- Tom cares a lot about the way he looks.
Tom her zaman bir saat takardı, ama şimdi o sadece akıllı telefonuna bakıyor.
- Tom used to always wear a watch, but now he just looks at his smart phone.
Bu köpeğe kim bakıyor?
- Who looks after this dog?
Benim odam caddeye bakar.
- My room looks out on the street.
Daha genç kuşak şeylere farklı şekilde bakar.
- The younger generation looks at things differently.
His charm and good looks accounted for much of his popularity in the polls.