Tom iyi görünümlü ve karizmatiktir.
- Tom is good looking and charismatic.
Diğer sınıftaki nakil öğrenci süper yakışıklı bir tiptir.
- The transfer student in the other class is a super good looking guy.
O yaşına göre yakışıklı.
- He's good looking for his age.
Tom yakışıklı bir adam.
- Tom is a good-looking man.
Tom yakışıklı bir adamdır, ama çok samimi değil.
- Tom is a good-looking guy, but he's not too friendly.
O, güzel olduğunu söyledi.
- She said that she was good-looking.
Mary güzel bir kadın.
- Mary is a good-looking woman.
Tom hakkında ne düşünüyorsun? Onun güzel bir sesi var. Sadece güzel bir ses mi? Pekala, onun yüzü özel bir şey değil, değil mi? Gerçekten mi! Sanırım o oldukça yakışıklı.
- What did you think of Tom? He's got a nice voice. Just a nice voice? Well, his face is nothing special, right? Really! I think he's pretty good looking.
O hanım çok güzel gözüküyor.
- That lady is very good looking.