(Askeri) UZAK MESAFE HAVA SEYRÜSEFER HARİTASI: Astronomik seyrüsefer için, seyrüseferci ve pilotlar tarafından kullanılan dünya haritası. Uzak mesafe hava seyrüsefer haritası, hava haritalarının bir şeklidir
(Askeri) UZUN MENZİLLİ RADAR: Hedefle radar arasında görüş hattı mevcut olmak şartıyla, sinyal yoluna dikey olan bir metre karelik yansıtıcı bir hedef üzerindeki azami menzili 300 milden fazla ve 800 milden az olan radar cihazı. Bak. "medium range radar", "short range radar" ve "very long range radar". LONG RANGE RESEARCH AND DEVELOPMENT OBJECTIVES: UZUN VADELİ ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME HEDEFLERİ: İlerisi için lüzumlu harekat imkan ve kabiliyetlerinin gerçekleştirilmesi için en büyük gücü sağlayacak teknolojik hedeflerin genel ve geniş anlamlı bir ifadesi; Hava karargahı planlama büroları ve büyük hava komutanlıkları için hazırlanan ve 5-20 yıllık ileri bir sürede faal durumda bulunacak sistemlerde faydalanılabileceği umulan imkan ve kabiliyetleri gösteren bir teknolojik kılavuz
(Askeri) ÇOK UZUN MENZİLLİ RADAR: Hedefle radar arasında görüş hattı mevcut olmak şartıyla, sinyal yoluna dikey, bir metre karelik yansıtıcı bir hedef üzerinde, azami menzili 800 mili geçmeyen radar cihazı. Ayrıca bak "long range radar"
English - English
Definition of long-range in English English dictionary
A long-range piece of military equipment or vehicle is able to hit or detect a target a long way away or to travel a long way in order to do something. He is very keen to reach agreement with the US on reducing long-range nuclear missiles. the growing use on the North Atlantic routes of long-range twin-engined aircraft. short-range
A long-range plan or prediction relates to a period extending a long time into the future. Eisenhower was intensely aware of the need for long-range planning