lokma lokma

listen to the pronunciation of lokma lokma
Turkish - English
in small portions, a little at a time
lokma
bite

The lion ate the rabbit in one bite. - Aslan tavşanı bir lokmada yedi.

Tom ate only three or four bites then spit out the food. - Tom sadece üç ya da dört lokma yedi sonra yemeği tükürdü.

lokma
bit

Tom wanted to grab a bite to eat on his way home. - Tom evine giderken yemek için bir iki lokma atıştırmak istedi.

I only took a bite of bread. - Ben sadece bir lokma ekmek aldım.

leziz lokma
delicacy
lokma
morsel
lokma benzeri tatlı
doughnut
ballı lokma
plum
büyük lokma ye, büyük söz söyleme
(Atasözü) Eat a big mouthful, but don't make big promises. B
en iyi lokma
titbit
haram lokma
ill-gotten food, ill-gotten gains
iki lokma ekmek
tommy
iki lokma yemek
a bite and a sup
kolay lokma
doss
kolay lokma
(deyim) sitting target
lokma
(Anatomi) condyle
lokma
chew
lokma
mouthful

I couldn't eat another mouthful. - Ben bir lokma daha yiyemedim.

lokma
morsel, bite (of food)
lokma
a small, round, syrupy friedcake
lokma
a wrench (tool)
lokma
gulp
lokma
gobbet
lokma
bit, morsel, bite; doughnut; condyl; screw die
lokma anahtar
box wrench
lokma anahtarı
socket wrench
lokma başlığı
die box
lokma dökmek
to make lokma (friedcake)
mafsallı lokma kolu
break bar
nefis lokma
tidbit
uzun lokma
deep-well socket
Turkish - Turkish
Lokmalar durumunda, lokma biçiminde bölünmüş olarak
lokma
Yemek
lokma
Genellikle haksız olarak ele geçirilen mal veya para
lokma
Ağza bir defada alınıp götürülen yiyecek parçası, sokum
lokma
Genellikle haksız olarak ele geçirilen mal veya para: "Bu lokma sizin için çok büyüktür; boğazınızdan geçmez, yutamayacaksınız ve boğulacaksınız."- P. Safa
lokma
Türlü kalınlıktaki cıvataları, boşluğuna geçirip sökmeye veya sıkıştırmaya yarayan metalden alet
lokma
Yemek: "Bu akşam lokmayı beraber yeriz, tanışmış olursunuz."- T. Buğra
lokma
Lokma tatlısı
lokma
Zincirin baklalarının ortasına takviye için konmuş parça
lokma
Bir tür hamur tatlısı
lokma
Mayalı hamuru yuvarlak lokmalar durumunda kızgın yağa döküp kızarttıktan sonra şerbete atarak yapılan bir tatlı
lokma
Ağza bir defada alınıp götürülen yiyecek parçası, sokum: "Öbür yemeklerden bile ağzına bir lokma koyamadı."- Ö. Seyfettin
lokma anahtar
Altı veya sekiz köşeli, vidaları sökmeye yarayan alet
lokma başlığı
Lokmaların takıldığı parça
lokma etmek
yemek yemek
lokma etmek
Yemek
lokma göz
Dışarı fırlamış göz, patlak göz
lokma gözlü
Fırlak, patlak gözlü
lokma tatlısı
Mayalı hamuru küçük yuvarlak lokmalar durumunda kızgın yağa döküp kızarttıktan sonra şerbete atarak yapılan bir tatlı, lokma
lokma lokma
Favorites