Öğretmen ödevimi sınıfın karşısında okumamı istedi.
- The teacher asked me to read my paper in front of the class.
Tom genelde tüm gün bilgisayarının karşısında oturur.
- Tom often sits in front of his computer all day.
Evimin önünde bir göl var.
- There is a lake in front of my house.
Bahçe, evin önündedir.
- The garden is in front of the house.
Araba, binanın önüne park edildi.
- The car is parked in front of the building.
Tom bir trenin önüne atlayarak intihar etti.
- Tom committed suicide by jumping in front of a train.
Several people are in front of me in line. The woman next in front of me is older, probably in her fifties.