located at the front of a boat

listen to the pronunciation of located at the front of a boat
English - Turkish

Definition of located at the front of a boat in English Turkish dictionary

fore
baş tarafta önde
fore
(Kanun) önde olan
fore
başta
fore
ön

Su, ormanlar ve mineraller önemli doğal kaynaklardır. - Water, forests, and minerals are important natural resources.

Peygamberler yüzyıllar boyunca dünyanın sonunu önceden tahmin etmiştir. - Prophets have been forecasting the end of the world for centuries.

at the front
on
fore
önek on; önceden; önceki
at the front
alın

Danışmadan başka bir randevu alın. - Make another appointment at the front desk.

fore
{i} pruva
fore
{s} önde

Subrahmanyan Chandrasekhar yirminci yüzyılın önde gelen astrofizikçilerinden biriydi. - Subrahmanyan Chandrasekhar was one of the foremost astrophysicists of the twentieth century.

Mary ülkenin Suriye'deki çatışma konusundaki en önde gelen uzmanıdır. - Mary is the country's foremost expert on the conflict in Syria.

fore
ön taraftaki
fore
öne geçmek
fore
dikkat

Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu. - The forest fire occurred through carelessness.

Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin! - If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!

fore
daha evvelki
fore
ön kısımda/ön kısıma
fore
önde olan şey
fore
come to the fore başa geçmek
fore
{i} baş taraf
fore
ilk

Safran ilkbaharın bir müjdecisidir. - The crocus is a forerunner of spring.

Beni ilkel bir ormanda yalnız bırakarak kampa geri döndün. - You went back to the camp leaving me alone in the primeval forest.

fore
(İnşaat) baş, ön, öncü
fore
the fore part ön taraf
English - English
fore-
fore
located at the front of a boat

    Hyphenation

    lo·ca·ted at the front of a boat

    Turkish pronunciation

    lōkeyd ät dhi frʌnt ıv ı bōt

    Pronunciation

    /ˈlōˌkād ˈat ᴛʜē ˈfrənt əv ə ˈbōt/ /ˈloʊˌkeɪd ˈæt ðiː ˈfrʌnt əv ə ˈboʊt/
Favorites