Tom geçinmek için güçlükle yeterince kazanıyor.
- Tom just barely earns enough to live on.
Geçinmek için yeterli para kazanmıyor.
- He doesn't earn enough money to live on.
Geçimini sağlamak için bir emekli maaşı var.
- He has a pension to live on.
... But not banter that I could say live on Google. ...
... She said that live on TV, by the way, which is not true. ...