Sanık yargıç ile romantik olarak bağlıydı.
- The defendant was romantically linked with the judge.
Nişasta bozulması bir Sirkadyen saate bağlıdır.
- Starch degradation is linked to a Circadian clock.
Tom bloğundan benim siteme bağlandı.
- Tom linked to my website from his blog.
Kalplerimiz bağlantılıydı.
- Our hearts are linked.
Bu cümleler doğrudan doğruya bağlantılı değildir.
- These sentences are not directly linked.
ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.
- It is a prevalent belief, according to a nationwide poll in the United States, that Muslims are linked with terrorism.
Olaylar yakından bağlantılı idi.
- The events were closely linked.
Tom bloğundan benim siteme bağlandı.
- Tom linked to my website from his blog.
ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.
- It is a prevalent belief, according to a nationwide poll in the United States, that Muslims are linked with terrorism.
Halkanın biri kopuksa, tüm zincir kopuktur.
- One link broken, the whole chain is broken.
Bir zincir ancak en zayıf halkası kadar kuvvetlidir.
- A chain is only as strong as its weakest link.
Olaylar yakından bağlantılı idi.
- The events were closely linked.
ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.
- It is a prevalent belief, according to a nationwide poll in the United States, that Muslims are linked with terrorism.
Olaylar yakından bağlantılı idi.
- The events were closely linked.
ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.
- It is a prevalent belief, according to a nationwide poll in the United States, that Muslims are linked with terrorism.
Olaylar yakından bağlantılı idi.
- The events were closely linked.
Tom bloğundan benim siteme bağlandı.
- Tom linked to my website from his blog.
Dünya savaşı hayali, doğrusal bir dinle ilişkilendirilebilir.
- The dream of world war may be linked to a linear religion.
Bir zincir birçok bağlantıdan oluşur.
- A chain is made up of many links.
Olaylar yakından bağlantılı idi.
- The events were closely linked.
Tatoeba'nı yeni versiyonu, insanları eklemeye ve onlarda redaksiyon yapmaya olanak sağlayacak!
- The new version of Tatoeba will allow linking people, and even editing them!
They used formerly to live in caves or huts dug into the side of a bank or link, and lined with heath or straw.
The mayor’s assistant serves as the link to the media.
My homepage links to my wife's.
A by-N-link is composed of N lanes.
... one that's more linked, one that offers greater opportunity, ...
... something of value to you that is inextricably linked, because that is extricably linked, ...