Sen artık topallamıyorsun.
- You're not limping anymore.
Topallayan bir köpeğe ve bir kadının gözyaşlarına asla güvenme.
- Never trust a limping dog or the tears of a woman.
Topallayan bir köpeğe ve bir kadının gözyaşlarına asla güvenme.
- Never trust a limping dog or the tears of a woman.
Hâlâ hafif bir topallamam var.
- I still have a slight limp.
Tom'un hâlâ hafif bir topallaması var.
- Tom still has a slight limp.
Tom'un hâlâ hafif bir topallaması var.
- Tom still has a slight limp.
Yaşlı bir kadın cadde boyunca topalladı.
- An old woman limped along the street.
Tom Mary'nin aksadığını fark etti.
- Tom noticed that Mary was limping.
Alman çoban caddeden aşağıya doğru aksayarak yürüyordu.
- The German Shepherd was limping down the street.
Tom Mary'nin aksamasıyla alay etmemeli.
- Tom shouldn't make fun of Mary's limp.
Sen artık topallamıyorsun.
- You're not limping anymore.
Hâlâ hafif bir topallamam var.
- I still have a slight limp.
The bomber limped home on one engine.