Hayatta kalanlar açlıktan ölmek üzereyken bir adada bulundu.
- The survivors were found on an island, dying of starvation.
Zavallı kedi açlıktan ölmenin eşiğindeydi.
- The poor cat was on the verge of starvation.
Afrikada ki çoğu çocuk açlıktan ölüyor.
- Many children die of starvation in Africa.
Almanya olası bir açlıkla yüz yüze kaldı.
- Germany faced possible starvation.