like that

listen to the pronunciation of like that
English - Turkish
o şekilde

Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın. - If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.

Onu o şekilde bırakmak ister misin? - Do you want to leave it like that?

işte böyle
bunun gibi

Biraz şekerleme ve bunun gibi, ben bir papatya gibi tazeyim. - A little nap and, just like that, I'm as fresh as a daisy.

Bunun gibi bir şey bulmak istiyorum. - I wanna find something like that.

öyle

Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım. - Never have I heard anyone say a thing like that.

Öyle şeyler konusunda bilgim yok. - I don't know about things like that.

şöyle
böyle

Bütün öğretmenler böyle davranmaz. - Not all teachers behave like that.

Senin böyle bir şey yapman alışılmadık bir durum. - It's unusual for you to do something like that.

like this
işte böyle
like this
böyle

Böyle bir sözlükte buzdolabı ile ilgili en az iki cümle olmalıdır. - In a dictionary like this one there should be at least two sentences with fridge.

Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır. - Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.

like this
bunun gibi

Bunun gibi bir kamera almak istiyorum. - I would like to get a camera like this.

Hiç bunun gibi bir şey gördün mü? - Have you ever seen anything like this?

like this
bu şekilde

Biz onu bu şekilde bırakamayız. - We can't leave him like this.

Bunu bir daha asla bu şekilde yapma! - Never ever do it like this again!

in the same way as that; similar to that
ile aynı şekilde, yani benzer
like this
hoş bu
like us
bizim gibi
like you
senin gibi

senin gibi birini istiyorum.

Senin gibi bir kız arıyorum. - I've been looking for a girl like you.

O, tam senin gibi, iyi bir golfçü. - He, just like you, is a good golfer.

like me
bencileyin
English - English
Quickly; unexpectedly

He was playing in the yard and, then, like that, he was gone.

Used to indicate agreement with another speaker's statement

And then the truck turned, the box fell out the back, and the truck just kept going. / Yea, like that..

in the same way as that; similar to that
like this
similar to that thing or person; so, thus, in this manner
like that

    Turkish pronunciation

    layk dhıt

    Synonyms

    what he said

    Pronunciation

    /ˈlīk ᴛʜət/ /ˈlaɪk ðət/

    Videos

    ... like that meerkat, the sentry up on the mound. ...
    ... MALCOLM GLADWELL: Like, that's not ...
Favorites