like something

listen to the pronunciation of like something
English - Turkish

Definition of like something in English Turkish dictionary

like that
o şekilde

Benimle o şekilde konuşma hakkını sana kim veriyor? - What gives you the right to talk to me like that?

Bana o şekilde karşılık verme. - Don't talk back to me like that.

like this
işte böyle
something like
aşağı yukarı

Sami aşağı yukarı yüz tane kadın kaçırdı. - Sami kidnapped something like a hundred women.

like that
işte böyle
like that
bunun gibi

Bunun gibi bir şey bulmak istiyorum. - I wanna find something like that.

Bunun gibi bir şey yapmalıyız. - We should make something like that.

like that
öyle

Ben asla öyle bir şey söylemezdim. - I would never say anything like that.

Öyle şeyler konusunda bilgim yok. - I don't know about things like that.

like that
şöyle
like this
böyle

Ben böyle bir şapka almakla ilgileniyorum. - I am interested in getting a hat like this.

Böyle bir durumun tekrar olacağının olası olmadığını düşünüyorum. - I think it's unlikely that a situation like this one would ever occur again.

like this
bunun gibi

Tatoeba'ya bunun gibi bir cümle ekleyemem. - I cannot add a sentence like this to Tatoeba.

Bunun gibi bir şeyin olabileceğini her zaman biliyordum. - I've always known something like this might happen.

like this
bu şekilde

İncil bunu bu şekilde yazmıştır. - The Bible has it written like this.

Bana asla bu şekilde davranmazdın. - You never used to treat me like this.

something like
gibi bir şey

Bunun gibi bir şey yapmalıyız. - We should make something like that.

Bunun gibi bir şey bulmak istiyorum. - I wanna find something like that.

something like
yaklaşık
something like
gibi

Aradığım şey böyle bir şey gibi görünüyor. - What I'm looking for looks something like this.

Bunun gibi bir şey yapmalıyız. - We should make something like that.

something like
civarında
feel like doing something
bir şeyler yapıyor gibi hissediyorum
like that
böyle

Böyle konuşmak için aptal olmalı. - He must be a fool to talk like that.

Sen benimle nasıl böyle konuşabilirsin? - How dare you speak to me like that?

like this
hoş bu
like us
bizim gibi
like you
senin gibi

senin gibi birini istiyorum.

O, tam senin gibi, iyi bir golfçü. - He, just like you, is a good golfer.

Senin gibi bir kadın bulacağımı asla düşünmedim. - I never thought I would find a woman like you.

look like something the cat dragged in
(deyim) Berbat görünmek
something like that
Öyle birşey
something like this
böyle bir şey
would you like something to drink
bir şeyler içmek istersiniz
would you like to drink something?
bir şey içmek ister mısınız?
did you find something you like
beğendiğiniz bir şeyler bulabildiniz mi
like me
bencileyin
something like
yaklaşık olarak
something like
gibisi
would you like something to drink
İçecek bir şeyler ister misiniz
English - English

Definition of like something in English English dictionary

like that
Quickly; unexpectedly

He was playing in the yard and, then, like that, he was gone.

like that
Used to indicate agreement with another speaker's statement

And then the truck turned, the box fell out the back, and the truck just kept going. / Yea, like that..

drop something like a hot potato
{f} get rid of something as quick as lightning; beware of something like from fire, be extremely careful
feel like doing something
want to do something, desire to perform some action
it is worth something like
it is worth approximately -, its value is approximately -
like that
in the same way as that; similar to that
like this
similar to that thing or person; so, thus, in this manner
like something

    Hyphenation

    like some·thing

    Turkish pronunciation

    layk sʌmthîng

    Pronunciation

    /ˈlīk ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ˈlaɪk ˈsʌmθɪŋ/

    Videos

    ... But I kind of like something more active. ...
    ... It seems like something you'd really enjoy. ...
Favorites