O, örneğin yılanlar gibi garip hayvanları seviyor.
- He likes strange animals such as snakes, for example.
Tom ve Mary safariye gittiler ve örneğin aslanlar, zürafalar, zebralar ve su aygırları gibi birçok hayvanı gördüler.
- Tom and Mary went on a safari and saw many animals, such as lions, giraffes, zebras, and hippopotamuses.
Pek çok meyve ihraç ederler, mesela portakal, greyfurt ve limon.
- They export a lot of fruit, such as oranges, grapefruits and lemons.
Biz güneş ve rüzgar gibi enerji kaynakları kullanacağız.
- We'll use energy sources such as the sun and wind.
İnsan su baskınları ve yangınlar gibi felaketlerden korkar.
- Man fears disasters such as floods and fires.