The lift came into the shop dressed like a country gentleman, but was careful not to have a cloak about him, so that the tradesman could see he had no opportunity to conceal any goods about his person.
Bu masa kaldırmak için çok ağırdı.
- This desk was too heavy to lift.
Kutuyu kaldırmak için bütün gücüyle çabaladı.
- He tried with all his might to lift the box.
Annem asansörden korkar.
- My mother is afraid of lifts.
O asansör çok gürültü yapıyor.
- That lift makes a lot of noise.
Numarayı çevirmeden önce alıcıyı kaldırmayı unuttum.
- I forgot to lift the receiver before dialing the number.
Bunu kaldırmama yardım eder misin?
- Can you help me lift this?
Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.
- He hurt his arm lifting so much weight.
Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.
- The policeman lifted the box carefully.
Paketi kaldırmama yardım et.
- Help me lift the package.
Yoshio kutuyu kaldırmama yardım etti.
- Yoshio helped me lift the box up.