English - Turkish
Definition of lift using a crane; stretch out one's neck (like a crane) in English Turkish dictionary
- crane
- {i} vinç
Sadako'nun şimdi yapabileceği bütün şey kağıttan vinçler yapmak ve bir mücize beklemekti.
-All Sadako could do now was to make paper cranes and hope for a miracle.
Vinç yirmi ton beton kaldırabilir.
-The crane can lift twenty tons of concrete.
- crane
- {f} vinç ile kaldırmak
- crane
- {i} turna
Onun sınıf arkadaşları onunla birlikte bin tane gömülsün diye 356 turna kuşu katladı.
-Her classmates folded three hundred and fifty-six cranes so that one thousand were buried with her.
Turnalar büyük güzel hayvanlardır.
-Cranes are big beautiful birds.
- crane
- {i} sifon
- crane
- turna gibi boynunu uzatmak
- crane
- kaldırma makinesi
- crane
- katman
- crane
- (boynunu) uzatmak
- crane
- {f} vinçle kaldırmak
- crane
- {i} vinç,vinç
- crane
- Belearica pavonina demoiselle crane telli turna
- crane
- turna Grus grus
- crane
- crowned crane tuğlu turna
- crane
- {f} turna gibi uzanmak
- crane
- turna/vinç
- crane
- uzatmak
Related Terms
English - English
Definition of lift using a crane; stretch out one's neck (like a crane) in English English dictionary
- {f} crane
lift using a crane; stretch out one's neck (like a crane)
Hyphenation
lift us·ing a crane; stretch out one's neck (like a crane)Resimler
Favorites