Müzik benim ilk aşkımdı ve son aşkım olarak kalacak!
- Musik war meine erste Liebe und sie wird auch meine letzte sein!
Bu şarkı bana ilk aşkımın acısını hatırlatıyor
- Dieses Lied erinnert mich an meinen ersten Liebeskummer.
İçimde aşk için yanıp tutuşan doyumsuz bir özlem var.
- In mir lodert ein unstillbares Sehnen nach Liebe.
O tek-taraflı bir aşk ilişkisiydi.
- Es war eine einseitige Liebesbeziehung.
Senin sevgini kaybedersem, her şeyi kaybederim.
- Wenn ich deine Liebe verliere, verliere ich alles.
Örümceklerin de sevgiye ihtiyacı var.
- Auch Spinnen brauchen Liebe.
Ben annemi seviyorum ve annem beni seviyor.
- Ich liebe meine Mutter, und meine Mutter liebt mich.
Seni seviyorum, Laurie.
- Ich liebe dich, Laurie.
will-JB.
Seni seviyorum, Laurie.
- Ich liebe dich, Laurie.
Fransa, seni seviyorum!
- Frankreich, ich liebe dich!
Özlemenin nasıl olduğunu unuttuğun an, sevgi bitmiş demektir.
- Die Liebe ist vorbei, wenn man vergessen hat, wie es ist, zu vermissen.
Birbirlerini sevgi dolu öptüler.
- Die Liebenden küssten einander.
Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?
- Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day?
O benim için çok değerlidir.
- She is very dear to me.
Bu kitap benim için çok değerli.
- This book is too dear for me.
Open the door, dear children — your mother's brought each of you something.
- Öffnet die Tür, liebe Kinder, eure Mutter hat jedem von euch etwas mitgebracht.
Frankly, my dear, I don't give a damn!
- Ehrlich gesagt, meine Liebe, kümmert es mich nicht die Bohne.