O, bir eczacı olarak ruhsatlıdır.
- He is licensed as a pharmacist.
Tom, ruhsatlı profesyonel bir sağlıkçıdır.
- Tom is a licensed, health-care professional.
Tom lisanslı bir emlakçıdır.
- Tom is a licensed real estate agent.
Ruhsatın olmadan balık tutmaya gitmemelisin.
- You aren't supposed to go fishing without a license.
Ruhsatsız balık avlamaktan ceza yedim.
- I was fined for fishing without a license.
Benim lisansım hâlâ askıda.
- My license is still suspended.
Elbette, vinç kullanmak için bir lisans gerekli.
- Of course, a license is needed to operate a crane.
Bir araba sürebilmek için önce bir ehliyete sahip olmalısın.
- You must have a driver's license before you can drive a car.
Ehliyetimi geçen ay yenilettim.
- I had my driver's license renewed last month.
Neden ehliyet almama izin vermedin?
- Why wouldn't you let me get a driver's license?
Tom'un bir izin belgesi var mı?
- Does Tom have a license?
Tom'un bir izin belgesi var mı?
- Does Tom have a license?
... And by 2008 we had licensed data and had turn by turn ...