Et henüz hazır değil.
- The meat's not ready yet.
Hemen yolculuğa hazırlan.
- Get ready for the trip at once.
Bugün erkenden hazır olmak için dün eşyalarını topladı.
- She packed yesterday, so as to be ready early today.
Teknolojinin hazır olması 5-10 yıl alır.
- It will take five to ten years for the technology to be ready.
Arkadaşlarım neredeyse burada olacak.
- My friends will be here at any moment.
Çabuk ol! Şimdiye dek hazır olman gerekir.
- Hurry up! You should be ready by now.
Depremler her an olabilirler.
- Earthquakes may occur at any moment.
Her an yağmur yağabilir.
- It may rain at any moment.
Ne gelirse gelsin hazırlıklı olmalıyız.
- We ought to be ready for whatever comes.
Hazırlıklı bir konuşma yaptım.
- I had a speech ready.