li̇an

listen to the pronunciation of li̇an
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Fık: Zevc ile zevcenin hâkim huzurunda şer'i usulüne uygun olarak dörder defa şahitlikte bulunduktan sonra, nefislerine lânet ve gadab okumak suretiyle olan yeminleri. Buna: Mülâene, telâun, iltiân da denir
(Osmanlı Dönemi) Lânetleşmek. İki kişinin birbirini lânetlemesi
Lehçe - Turkish

Definition of li̇an in Lehçe Turkish dictionary

Lian
a lian
Finnish - Turkish

Definition of li̇an in Finnish Turkish dictionary

lian
kırlık
Swedish - English

Definition of li̇an in Swedish English dictionary

lian
liana
Lehçe - English

Definition of li̇an in Lehçe English dictionary

lian
lianas