Ağrıyı azaltmak için ilaca ihtiyacım var.
- I need medicine to lessen the pain.
Sami, hapis cezasını azaltmak için Leyla'nın aleyhine ifade vermeyi kabul etti.
- Sami agreed to testify against Layla in order to lessen his sentence.
Bu beni iyi hissettiriyor ve iş yükümü de azaltıyor.
- That makes me feel good, and also lessens my workload.
Senin hataların bile sana olan saygımı azaltmaz ve arkadaşlıkta önemli olan budur.
- Even your faults do not lessen my respect for you, and in friendship this is what counts.
... What are you going to do to lessen the onerous regulations ...
... it's the bridge fuel they can power our economy would lessen the carbon ...