Ağrıyı azaltmak için ilaca ihtiyacım var.
- I need medicine to lessen the pain.
Sami, hapis cezasını azaltmak için Leyla'nın aleyhine ifade vermeyi kabul etti.
- Sami agreed to testify against Layla in order to lessen his sentence.
Ona giderlerini azaltmaya çalıştı.
- She tried to lessen her expenses.
Bu beni iyi hissettiriyor ve iş yükümü de azaltıyor.
- That makes me feel good, and also lessens my workload.
... What are you going to do to lessen the onerous regulations ...
... it's the bridge fuel they can power our economy would lessen the carbon ...