Sandığımdan daha az zaman var.
- There is less time than I thought.
Daha az et yemek iyi bir fikir midir?
- Is eating less meat a good idea?
Şimdi hakkında endişelenecek daha az şeyimiz var.
- Now we have one less thing to worry about.
Onun daha az şeyi kabulleneceğinden emin değildim.
- I wasn't sure that he would settle for anything less.
Tom yirmi dakikadan daha az bir sürede oraya varmayı başardı.
- Tom was able to get there in less than twenty minutes.
Bir haftadan daha az bir sürede, teslim oldular.
- In less than one week, they surrendered.