Polis kazadan bizi haberdar etti.
- The police informed us of the accident.
Tom için biraz haberim var.
- I have some information for Tom.
Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.
- If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies.
Bununla ilgili öğretmenini bilgilendirdin mi?
- Did you inform your teacher of this?