Trigonometri üçgenlerin uzunluklarını ve açılarını içeren ilişkileri çalışmaktadır.
- Trigonometry studies relationships involving lengths and angles of triangles.
Saçım, Jane ile aynı uzunluktadır.
- My hair is the same length as Jane's.
Ona ödünç para vermek zorundaydım.
- I had to lend to him money.
Tom Mary'ye ödünç para vermekten daha iyisini bilmeliydi.
- Tom should have known better than to lend money to Mary.
Arabasını bana ödünç vermesi için annemi ikna ettim.
- I persuaded my mother to lend me her car.
Tom parayı bana ödünç vermeyi önerdi.
- Tom offered to lend me the money.
Tom, gözlüğünün camlarını ılık, sabunlu suyla yıkayıp onları bir bezle kuruttu.
- Tom washed the lenses of his glasses with warm, soapy water and dried them on a cloth.
Bana sözlüğünü ödünç ver, lütfen.
- Lend me your dictionary, please.
Defterimi sana ödünç vereceğim.
- I'll lend you my notebook.
If the public looks at the condition of America's children largely through a negative lens, worries Child Trends , it may be more difficult to promote child well-being..
Tom lost a contact lens.
- Tom bir kontakt lens kaybetti.
Tom found his contact lens near the table.
- Tom kontak lenslerini masanın yanında buldu.