Tom ve Mary bando provasına gitmek zorundaydı.
- Tom and Mary had to go to band rehearsal.
Tom o zaman o bandoyu hiç duymadı bile.
- Tom had never even heard of that band at that time.
Bir sürü paket lastiğim var.
- I have lots of rubber bands.
Festivalde bir sürü büyük gruplar vardı.
- There were a lot of great bands at the festival.
Grup, gelecek turla ilgili çok heyecanlı.
- The band are very excited about their upcoming tour.
Gelmiş geçmiş en iyi grup olmak nasıl bir duygu?
- How does it feel to be the best band ever?
Bu hizmeti kullanmak için yeterli bant genişliğine sahip değiliz.
- We don't have enough bandwidth to use that service.
I can barely afford to buy enough food to feed my family.
- Ich kann es mir kaum leisten, genügend Nahrungsmittel für meine Familie zu besorgen.