leiste

listen to the pronunciation of leiste
German - Turkish
[die] pervaz, tiriz; kasık
English - Turkish

Definition of leiste in English Turkish dictionary

band
{i} bando

Tom ve Mary bando provasına gitmek zorundaydı. - Tom and Mary had to go to band rehearsal.

Tom o zaman o bandoyu hiç duymadı bile. - Tom had never even heard of that band at that time.

band
{i} takım
band
{f} şerit yapmak
band
sürü

Bir sürü paket lastiğim var. - I have lots of rubber bands.

Festivalde bir sürü büyük gruplar vardı. - There were a lot of great bands at the festival.

band
birleşmek
band
saz takımı
band
grup

Grup, gelecek turla ilgili çok heyecanlı. - The band are very excited about their upcoming tour.

Gelmiş geçmiş en iyi grup olmak nasıl bir duygu? - How does it feel to be the best band ever?

band
kuşak
band
bant

Bu hizmeti kullanmak için yeterli bant genişliğine sahip değiliz. - We don't have enough bandwidth to use that service.

band
türküm
band
(together ile) birleşmek
band
{i} şerit
band
{i} frekans bandı
band
çizgi
band
(İnşaat) aralık, bant
band
{i} şerit, bant, kurdele; kolan; sargı
band
{i} takım, zümre
band
{i} şarkı (plâk)
band
çizgilerle süslemek
band
{f} bağlamak
German - English
moulding
wood lath
inguen
band
strip
guide rail
wood batten
molding
wooden strip
groin
bar

I can barely afford to buy enough food to feed my family. - Ich kann es mir kaum leisten, genügend Nahrungsmittel für meine Familie zu besorgen.

Leiste (am Auto)
trim
Leiste (halbrund)
beading
LED-Leiste
LED strip
Das nächste Mal leiste ich mir einen besseren Sitzplatz.
Next time I'm going to spring for a better seat