Turkish - English
Definition of lehçe in Turkish English dictionary
- polish
I speak a little Polish, just enough to make myself understood.
-Derdimi anlatabilecek kadar Lehçe konuşurum.
Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams.
-Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.
- dialect
They were speaking in a Southern dialect.
-Onlar Güney Lehçesi ile konuşuyorlardı.
Tom always makes fun of John because of his dialect.
-Lehçesinden dolayı, Tom her zaman John'la alay eder.
- vernacular
- idiom
- patois
- lingo
- lehçe ile ilgili
- dialectal
- geçici lehçe
- (Dilbilim) état de langue
- toplumsal lehçe
- (Dilbilim) social dialect
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of lehçe in Turkish Turkish dictionary
- Konuşma tarzı: "Onun lehçesine aşina olanlara göre gayet derin hikmet, pek ince manalar taşırdı."- Y. K. Karaosmanoğlu
- Polonya dili
- Bölgesel dil
- Bir dilin tarihî, bölgesel, siyasi sebeplerden dolayı ses, yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayrılan kolu, diyalekt
- Bir dilin tarihsel, bölgesel, siyasi sebeplerden dolayı ses, yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayrılan kolu, diyalekt
- Şive, konuşma tarzı
- diyalekt
- lehçe bilimi
- Bir dilin lehçelerini inceleyen bilim dalı, diyalektoloji