Molada bacaklarımı germek için kalktım.
- During the intermission I got up to stretch my legs.
Burada kısa süre dinlenelim. Bacaklarım yorgun ve ben daha fazla yürüyemiyorum.
- Let's take a short rest here. My legs are tired and I can't walk any more.
Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.
- They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.
Molada bacaklarımı germek için kalktım.
- During the intermission I got up to stretch my legs.
Uranus'un kara, kaya parçaları şeklinde nesneleri içeren, onbir bilinen halkası vardır.
- Uranus has eleven known rings, which contain dark, boulder-sized particles.
On üç yaşındayken içinde bulunduğum bir araba kazasından dolayı hâlâ sol bacağımda bir izim var.
- I still have a scar on my left leg from a car accident I was in when I was thirteen years old.
Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
- Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
Esrar Kolarado'da artık yasaldır.
- Marijuana is now legal in Colorado.
Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.
- They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.
On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
- Ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.
1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.
- Since 1990, eleven female students received the award.
O, tüm ayak işlerini yaptı.
- He did all the legwork.
Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur.
- It crawls on all fours as a baby, then learns to walk on two legs, and finally needs a cane in old age.
A daddy-long-legs shot from corner to corner and hit the lamp globe.
The tired France were unable to break down the German defence, so they brought on some fresh legs.
The rabbit jumps using its hind legs.
Dan won't be able to come to the party, since he broke his leg last week and is now on crutches.
She thinks he is sex on legs.
I needed to stretch my legs after spending all day sitting around in meetings.
1. The blacksmith's business is on its last legs.
2. The dog is old and sick. He is on his last legs.
... prostheses his lab has cooked up. There's legs and feet, and hands and arms, and even ...
... - NO ARMS, NO LEGS? - NOPE. ...