Kanunen mümkün olduğunca hızlı sürdüm.
- I drove as fast as I legally could.
Bir kira sözleşmesi, ev sahibi ve kiracıları arasında yasal olarak bağlayıcı bir belgedir.
- A tenancy agreement is a legally binding document between a landlord and their tenant.
O yasal olarak bağlayıcı değil.
- It's not legally binding.
Tom hâlâ hukuken evli.
- Tom is still legally married.
O yasal danışmanlık almaya karar verdi.
- She decided to take legal advice.
Kölelik Texas Cumhuriyeti'nde yasaldı.
- Slavery was legal in the new Republic of Texas.
Leyla bir tedarikçiyle olan acı bir hukuki ihtilaf sonrasında şirketini kaybetti.
- Layla lost her company after a bitter legal dispute with a supplier.
Bu soruları cevaplamayı reddetmeniz hakkındaki hukuki dayanak nedir?
- What's the legal basis of your refusal to answer these questions?
Tom hâlâ hukuken evli.
- Tom is still legally married.
Türkiye Cumhurbaşkanı, paradoksal bir biçimde hukuken devletin başı olmasına rağmen hükümet içinde yasal bir konumu yoktur.
- Paradoxically, the President of Turkey is the de jure head of state but has no legal role in government.
Hukuk terminolojisi uzman olmayanlar için genellikle anlaşılmazdır.
- Legal terminology is usually incomprehensible to non-specialists.
Tom hâlâ hukuken evli.
- Tom is still legally married.
Legally, I think you are covered, but there are angry guys with baseball bats outside.
You can legally park in the lot on weekends without paying the fee, they won't ticket you.
A contract is a legally binding agreement.
... to come legally and for those that are here illegally today? What's a question I think ...
... your debts from a payday lender could literally — and legally — threaten to take away ...