Linda Dan'ı onunla evlenmeye zorlamak için asılsız gebelik iddialarında bulundu.
- Linda made false claims of pregnancy to force Dan to marry her.
İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
- Persuasion is often more effectual than force.
İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı.
- Rebel forces prepared to fight.
Hoover, Amerikan kuvvetlerini Nikaragua'dan geri çekti.
- Hoover withdrew American forces from Nicaragua.
Japon güçleri Birmanya'ya yürüdü.
- Japanese forces marched into Burma.
Japon askeri güçleri durdurmak için çok güçlü görünüyordu.
- The Japanese military forces seemed too strong to stop.
Yasa artık yürürlükte değil.
- The law is no longer in force.
Bu kanun hâlâ yürürlükte mi?
- Is that law still in force?
Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.
- Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.
Kamuoyu baskısı orduyu hareket etmesi için zorladı.
- Public pressure forced the army to act.
İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
- Persuasion is often more effectual than force.