Firma eğitsel kitaplar yayınlıyor.
- The firm publishes educational books.
Bir eğitimsel psikolog tanıyorum ve ondan nefret ediyorum.
- I know an educational psychologist and I hate her.
Biz konuyu eğitimsel bir bakış açısından tartıştık.
- We discussed the matter from an educational point of view.
Saha gezisini çok eğitici buldum.
- I found the field trip very educational.
Evlilik karşılıklı olarak ve son derece eğitici olmalı.
- Marriage should be mutually and infinitely educational.
Japonya'daki eğitim sistemi, Amerika'dakinden etkilenmiştir.
- The educational system in Japan was influenced by that in the USA.
Yetersiz eğitim politikası Japonya için zararlıdır.
- The poor educational policy is a detriment to Japan.
Amacımız öncelikle eğitimle ilgili.
- Our goal is primarily educational.