O beni aradığında evden ayrılmak üzereydim.
- I was about to leave my house when she rang me up.
Ancak Lucy evinden ayrılmak üzereydi.
- However, Lucy is about to leave her home.
Anahtarı arabada bırakmak senin dikkatsizliğindi.
- It was careless of you to leave the key in the car.
Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
- I want to leave these packages for a while.
O iki hafta izin aldı ve Çin'i ziyaret etti
- She took two weeks' leave and visited China.
Tom Mary'nin erken ayrılması için izin verdi.
- Tom allowed Mary to leave early.
Onun işini terk etmek için karar verdiğini bilmiyordum.
- I didn't know he had decided to leave his job.
Tom bir acil durum çağrısı aldı ve işi terk etmek zorunda kaldı.
- Tom got an emergency call and had to leave work.
Daha uzun süre kalmak istiyorum ama gitmek zorundayım.
- I'd like stay longer, but I have to leave.
Geride kalmak yerine terk etmeyi seçtim.
- I chose to leave instead of staying behind.
Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner.
- The leaves of the trees turn yellow in fall.
Ağaçtaki tüm yapraklar sarardı.
- All the leaves on the tree turned yellow.
İstasyona vardığımda tren tam hareket etmek üzereydi.
- When I arrived at the station, the train was just about to leave.
Tren hareket etmek üzere.
- The train is about to leave.
Ayrılmayacaklar gibi görünüyor.
- It sounds like they're not going to leave.
O yakında hastaneden ayrılacak.
- She will leave the hospital soon.
Ben yola çıkmak için hazır değildim.
- I wasn't ready to leave.
Yola çıkmak için ne zaman hazır olursun?
- When will you be ready to leave?
Vedalaşmadan gitmek istediğine emin misin?
- Are you sure you want to leave without saying goodbye?
Onlarla kapıda vedalaştım.
- I took my leave of them at the gate.
Sami, Leyla'yı terketmek istiyordu.
- Sami wanted to leave Layla.
Tom, ülkeyi terketmek istediğini söylüyor.
- Tom says he wants to leave the country.
Tren kalkmak üzere. Acele et.
- The train's about to leave. Hurry up.
Cambridge treni 5. platformdan kalkmaktadır.
- The train for Cambridge leaves from Platform 5.
I think you'd better leave.
When he had leeft speakynge, he sayde vnto Simon: Cary vs into the depe, and lett slippe thy nette to make a draught.
I'll leave the car in the station so you can pick it up there.
I left the band.
Can't we just leave this to the experts?.
When my father died, he left me the house.
And by myssefortune Sir Bors smote Sir Launcelot thorow the shylde into the syde, and the speare brake and the hede leffte stylle in the syde.
I left the country and I left my wife.
I've been given three weeks' leave by my boss.
There's not much food left, we'd better go to the shops.