laying, placing

listen to the pronunciation of laying, placing
English - Turkish

Definition of laying, placing in English Turkish dictionary

putting
hafifçe vur/koy
putting
{f} koy

Çocuğu yatağa koyarken sıkıntı çektim. - I had a hard time putting the kid to bed.

Hayallerinize paramı koymakla ilgilenmiyorum. - I have no interest in putting my money into your dreams.

putting
koyarak

O kili ateşe koyarak sertleştirdi. - He hardened clay by putting it into a fire.

Her şeyi bir tekneye koyarak riske atmayın. - Don't risk putting everything in one boat.

putting
{i} yerleştirme

Arşivlerimizin sistematik bir sınıflandırmasını yerleştirmek büyük bir zaman tasarrufu olabilir. - Putting in place a systematic classification of our archives could be a great time saver.

putting
koyuyor

Bence çok fazla şeker koyuyorsun. - I think you're putting in too much sugar.

Bebeğimi yatağa koyuyorum. - I am putting my baby into the bed.

English - English
{i} putting